top of page

Benim Hikayem

Bizler, bu hayatta deneyimlerimiz aracılığıyla kendimizi keşfediyoruz. Bu keşif yolculuğunda cesaretle attığımız her adım, verdiğimiz her emek, kendimizi yeniden doğurmamıza yardımcı olan en önemli unsurlardır.

Konfor alanımızda sıkışıp kalmak kolaydır. Bildiğimiz, güvenli alanlarda yaşamak, yeni şeyler denemekten bizi alıkoyar. Sıkışmışlık hissi içinde olsak da, bazen her şey yolundaymış gibi kendimize numara yaparız. Ancak bu çağrıyı göz ardı ettiğimizde, hayat minik minik sorunlarla karşımıza çıkar. Sağlığımızda, işimizde, ilişkilerimizde arazlar belirir. Bunları da görmezden gelirsek, bu kez hayat kapıyı daha sert çalar.

Sıradan bir yaşamda hikayemiz de sıradan olur. Muriel Rukeyser, “Evren atomlardan değil, hikayelerden oluşur,” demiştir. Her birimizin bir hikayesi vardır. Peki, kendi yaşam hikayemizi nasıl yazmak istiyoruz? Gerçekten bunu biliyor muyuz?

On yıl öncesine gidiyorum… İşe her gün ayaklarımı sürüyerek gittiğim, aşırı mutsuz olduğum bir hayat yaşıyordum. Canım sıkılıyor, içimde huzursuzluk vardı, ama hayatımda beni besleyen bir şey yoktu. Yedi yıl boyunca ruhumun çığlıklarını duymamak için büyük çaba harcadım. Mutsuz da olsam, konfor alanımı terk etmek atomu parçalamaktan daha zor görünüyordu.

Peki sonra ne oldu? İşimin son senesinde bedenimin bana gönderdiği sinyalleri nihayet anlamaya başladım. Bağışıklığım sürekli düşüyor ve her ay rapor alıyordum. Bu nasıl bir hayat? Sigortam, maaşım, ünvanım, iş tecrübem vardı; işi mi bırakacaktım? Annem, babam, çevrem ve herkesin yorumları oldu tabii ki ama ben kararımı çoktan vermiştim ve 2016’da kurumsal hayata veda ettim.

Kısır döngünün içinde kalıp işini sevmeyen birinin hikayesi, bir kahramanın yolculuğuna dönüştü. Karanlık ormanın içine dalan ve orada kendisiyle yüzleşmeye başlayan birinin hikayesi haline geldi.

Ben kimdim? Neden varım burada? Onca yıl, acısıyla tatlısıyla, onca deneyimin içinden geçtim; bu yolculuk beni nereye götürecekti? Kendi karanlık taraflarımla yüzleşmeye cesaretim var mıydı? Ya da, kimseyi suçlamadan, kurbanlık bilincine girmeden yaşamayı başarabilecek miydim?

Numeroloji haritamdaki 5’ler ve 7’lerle monoton bir hayatı süremeyeceğimi fark ettim.

   5: Sınırlarımı aşarak yeni deneyimler yaşamam, kendimi özgür hissetmem, değişime kucak açmam gerektiğini söylüyordu.

   7: Uyanış yolculuğuna çıkmamı, içsel derinliğe inmemi ve ilim ile bilim öğrenmemi tavsiye ediyordu.

Kader planımda böyle bir yol varken, rutinde kalmam imkansızdı.

Karanlıkta yürüdüğünüzü düşünün. Hiçbir şey görmüyorsunuz ama biraz ilerledikçe yol yavaşça aydınlanmaya başlıyor. İşte, bilinmezin içine yarı korku, yarı heyecanla atıldığım süreç böyle başlamıştı.

Tabii ki, her şey kolayca olmadı. Konfor alanını terk etmek, hayatımızda eksiklikler, gerilikler gibi düşündüğümüz süreçleri yaşatır. Ben de bu süreçlerden geçtim.

Ben kimdim? Nelerden hoşlanıyordum? Hangi konulara ilgim vardı? Karakterime uygun bir yaşam nasıl inşa edecektim? Ne beni beslerdi? gibi sorularla kafa yormaya başladım.

Evren, bana yardımcı olmaya başladığında, gördüğüm ve hissettiğim her şeyin bir anlamı olduğunu fark ettim. Aslında evren her zaman benimle konuşuyordu, ama ben nihayetinde anlayabildim.

Ve işte numeroloji yolculuğum böyle başladı. Sertap Erener’in şarkısındaki gibi, “Kendime yeni bir ben lazım,” dediğim noktada, hayatımda olan biten her şeyi suçlamayı bırakıp, kendime odaklandım. Bu benim yolculuğumdu ve ben kendi yaşamımın sorumluluğunu almalıydım. Benim hikayemi başkaları değil, ben yazacaktım.

Numeroloji bu yolda hem kendimi anlamama, kader yolumu görmeme yardımcı oldu, hem de şu an danışmanlık verdiğim bir iş haline dönüştü.

Kendisini keşif yolculuğuna çıkmak isteyen, hayatındaki döngülerden sıkılıp bu döngüleri aşmak isteyen, yaşam yolunda rahatça akmak ve potansiyelini yükseltmek isteyen ruhlarla buluşmaya ve onlara rehberlik yapmaya niyet ediyorum.

bottom of page