Karma Yasası

Karma kısaca ‘ne ekersen onu biçersin’ demektir. Hayatı nasıl yaşamayı seçiyoruz? İyi düşünce ve eylemlerle mi yoksa kötü düşünce ve eylemlerle mi? Ne şekilde yaşıyorsak bir gün mutlaka bize geri döneceğini bilmeliyiz. Merhamet, sevgi, cömertlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi yüksek duyguları hayatımızın içinde barındırabiliyor muyuz yoksa nefret, öfke, ön yargı, merhametsizlik, sevgisizlik, vicdansızlık gibi ilkel duygularla mı yaşamayı tercih ediyoruz? Seçme özgürlüğü kapsamında hür irademizle ne yaşamak istediğimize kendimiz karar veriyoruz.

Karmaya göre ektiğimizi biçiyoruz fakat evrendeki en temel yasa olan sebep sonuç yasası lineer düzlemde işlemediği ve bu yasaya göre zaman ve mekan sınırı olmadığı için ektiğimiz şeylerin hepsinin sonucuyla bu hayatta karşılaşmayıp bunu başka enkarnasyonlarımıza taşıyabiliyoruz.

Karmada kısasa kısas diye bir şey yoktur. Örneğin birini öldürdüysem şimdi de bu hayatta biri gelip beni öldürecek diye işlemez sistem. Bu dünyada bedenimizi terkettikten yani öldükten sonra spatyom boyutunda öz varlığımızın yaptığı iç muhasebe sonucunda ruhumuz özgür iradesiyle buna karar verecektir. Birini öldürdüm bunun nasıl bir şey olduğunu kendim de bu şekilde ölerek bilmek istiyorum diyebilir ya da iç muhasebesi sırasında yaptığı eylemden dolayı vicdan azabı ve pişmanlık duyarak bunu anlayabilir.

Bazen çok sevdiğimiz çok iyi ilişkiler kurduğumuz, bazen de çok kötü deneyimler yaşadığımız insanlarla karşılaşırız. Aslında iki farklı insanı da karmamızdan getirmişizdir. Kötü deneyim yaşadığımız insanları suçlamak, onlarla tekrar negatif bağlar kurmak yerine sevgiyle yollarına uğurladığımızda, yaşadığımız olaydan öğrenmemiz gereken dersi öğrendiğimizde karmamızı dönüştürmüş oluruz.

Bugüne kadar hayatımıza giren herkese karma yasasını dikkate alarak bir bakalım mı? Kiminle ne deneyimler yaşadık, birlikte neyi dönüştürmeye geldik bunun üzerinde düşünmek bakış açımızın değişmesini sağlayacaktır.